Bu edebiyat Recaizade Mahmut Ekrem ile Muallim Naci arasındaki eski edebiyat yeni edebiyat tartışmasında Recaizade Mahmut’un yol göstermesiyle Servet-i Fünun etrafında toplanan gençler tarafından oluşturulmuş bir harekettir. Bu hareket 1896 yılında başlar.Bu hareketi oluşturan gençler;Tevfik Fikret,Cenap Şahabettin , Halit Ziya Uşaklıgil Mehmet Rauf,Hüseyin Cahit Yalçın’dır.Bu topluluğa Halit Ziya daha sonra katılmıştır.
Bu dönemin ana karakteri Çağdaş Fransız edebiyatına benzer eserler vermektir.Örnek aldıkları Fransız yazar ve sanatçılar, roman ve hikayede realist ve natüralist;şiirde parnasizyen ve sembolisttir.Bu dönem yazarları devrin baskıcı şartlarını bahane göstererek toplumsal konularla hiç ilgilenmemişlerdir. Tanzimat dönemindeki hak,adalet vb. konular bu dönemde terk edilmiştir. Sanatçılar şahsi konulara yönelmişleridir.Bu konular aşk,üzüntü,tabiat güzellikleri,şahsi hayaller ve melankolidir.
Yukarıda belirttiğimiz gibi bu dönem yazarları Fransız edebiyatını örnek almışlardır.Bu dönemde Türk edebiyatı Avrupai bir nitelik kazanmıştır.Bu edebi topluluk bir tartışmadan ortaya çıkmıştır.(Kafiye göz için değil kulak için)
Özellikleri
1-Sanat sanat için görüşü benimsenmiş seçkin zümre edebiyatıdır.
2-Konuşma dilinden tamamen uzaklaşılmış Arapça ve Farsça dil kurallarına fazlaca yer verilir .Ayrıca dilimizde o zamana kadar olmayan Farsça ve Arapça kelimelerde sokulmuştur.
3- Din dışı konularda eser vermişlerdir.
4-Baskı nedeniyle Tanzimatçıların kullandığı kavramları kullanmazlar suya sabuna dokunmayan kavramlar üzerinde dolaşırlar.
5-Fransız edebiyatından etkilenmenin bir sonucu olarak batıdan “Sone”-“Terze-Rima” ve serbest müztezat biçimleri alınır.
6-Aruz ölçüsü kullanılır hece ölçüsü hiçbir zaman ciddiye alınmaz.Hece ölçüsüyle sadece çocuk şiirleri yazarlar.
7-Göz için kafiye yerine kulak için kafiyeyi kabul ederler.
8-Nazım nesre yaklaştırmışlardır.
9-Beyit hakimiyetinde bütün hakimiyetine geçilir.
10-Şiirin konusu genişletilmiştir.En basit nesne,günlük olaylar,gözlem ve duygular konu olarak işlenmiştir.
11-Halit Ziya’nın Mensur Şiir adlı eseriyle edebiyatımıza ilk defa mensur şiir girer.
12-Roman tekniği gelişmiş,romanda gereksiz tasvirler ya da konu dışı gereksiz bilgilerin verilmesinden kaçınılmıştır.
13-Roman ve hikayede yazarın kişiliği gizlenmiştir.Olup bitenler kahramanın gözüyle verilir.
14-Olaylar İstanbul’dan alınmıştır.
15-Olay kişileri çoğu zaman aydın kişilerdir ama bazı küçük hikayelerde
halk tabakasından kişilere de yer verilmiştir.
16-Batı uygarlığına özellikle Fransa’ya hayranlıkları vardır.
17-Fransızca kelimeleri sıklıkla kullanmışlardır.
Edebiyat-ı Cedide'nin başlıca sanatçıları şunlardır:
Şairler: Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Hüseyin Siret Özsever, Hüseyin Suat Yalçın, A. Nadir (Ali Ekrem Bolayir), Süleyman Nesip (Süleyman Paşa-zâde Sami), İbrahim Cehdi (Süleyman Nazif), H..Nâzım (Ahmet Reşit Rey), Faik Ali Ozansoy, Celâl Sahir Erozan, v.b.
Nesirciler: Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın, Müftüoğlu Ahmet Hikmet, Safvet Ziya. v.b.